Bugün Hangi Parfümü Denediniz

baykalbul

Administrator
Yönetici
Site Sahibi
TürkParfüm Üyesi
Etat Libre d'Orange
Fat Electrician Semi-Modern Vetiver
Vetiver profili olarak, bulabileceğiniz en keskin ve pürüzsüz meşe yosunsu yapıya sahip vetiveril asetat ile başlangıç yapıyor. 5 dk içerisinde vetiver çoğu keskinliğini muhafaza etmekle birlikte yeşilini azaltıyor, odunsuluğu arttırıyor ve sona yaklaşana dek devam edecek Yesterday Haze'den oldukça tanıdık olan ceviz-krem şanti-iris akoru altına sığınıyor. Başlangıç kısmından sonra uzun süre koku yapısı Y.Haze ile çok benzer olmakla birlikte vetiveril asetatın vermiş olduğu keskin yosunsu yapı kokuya ekstra bir çekicilik katıyor. Kestane şekeri akoru yerine koku yapısına göre, ceviz-iris-krema-vanilya daha açıklayıcı bir tanımlama olur. Her iki parfümde de Krem şanti akoru kaymak tarzında bir yapı sunmuyor. Glikoz şurublu ürünler çok tüketildiğinde dilin arkasında ve boğazda hissedilen yakıcı-şerbetsi bir akor denilebilir. dolayısıyla Yesterday Haze ile aynı burun yakan yapı burada da mevcut olmakla birlikte ceviz adına gerçekçiliği arttıran bir unsur olarak artistik bir yapı sağlıyor.
Bu parfümü sevmek için vetiver bağımlısı olmak tek başına yeterli değil. Ezilmiş yaş cevizi de aynı oranda sevmek gerek. genel tatlılığı Yesterday Haze'deki incirin dışında aynı şerbetli yapıya ek olarak özellikle sonlara doğru ön plana çıkan kalın tozlu vanilya da bolca barındıyor. Y.Haze'deki odunsu meyvemsi vanilya akoru yerine daha sade bir vanilya kullanımı var. Orta kısımda arkada kalmasa da en öne de çıkmayan vetiver sonda vanilya ile yine belirginleşiyor. vanilyanın da sağladığı yumuşaklıkla daha az keskin fakat yeşil yapısını arttırmış bir vetiver barındırıyor. Mür bu kadar keskin yakıcı notalar içinde var-yok arasında. Yesterday Haze ile karşılaştırma gibi oldu fakat çoğu noktada benzerliğin ötesinde bir durum var.

Parfüm 2009 da çıkmış yani bir özenme/kopyalama meselesi varsa Yesterday Haze suçlu olur. ikisi de bence harika parfümler olsa da vetiveri dışlayıp "hafifçe" meyveli dokunuşlarla keskinliği alınmaktan başka üstüne çok birşey katılmamış olan da Yesterday Haze ?
Yesterday Haze meyveli hmm bana güzel o zaman :). Teşekkürler yazı için hocam :) sahalara dönüş ki çok ara vermemiştiniz :)
 

baykalbul

Administrator
Yönetici
Site Sahibi
TürkParfüm Üyesi
Olivier Durbano - Black Tourmaline
Çoğunluğu yoğun olibanum tütsüsünden oluşan yanında karabiber ve kimyon ile açılış yapıyor. styrax-mür akorları da sona yaklaşana dek aynı anda hissedilebilir. Yine bu aşamada ambersi bir tatlılığın yanında arkadan gelen kişnişten olduğunu zannettiğim yeşil bir ferahlık da hissediliyor. 15-20 dk. içerisinde orta kısma geçiliyor. Reçineli yapısı artmış, saldırgan terebentin davranışında oldukça okkalı bir reçine. Hemen yanında zencefil ve sert deri akoru da eşlik ediyor. Bu kısmı Divine Attraction'ın daha çarpıcı halini andırıyor. Son kısma uzun saatler sonunda ancak geçiliyor. Bu kısım baştaki olibanumu daha temiz halinde yansıtıyor. tütsüden arınmış Tatlı-Ferah sakızsı. Sonda meşe yosunu ve paçuli hissetmedim. bu aşamada Amber ve Misk tek başlarına değil ama olibanumun yumuşatılıp tatlılığının dengelenmesinde rol oynuyor olabilir.
bana göre, Divine Attraction'ın sert deri ve baharat akorlarını, Myrrhe Imperial'ın tatlılık tarzı ve reçinelerini, Ambre Fetiche'in styrax ve tütsü akorları.. hepsini içinde barındıran bir şaheser.
Güzel parfüm evet. Acemilik dönemimde yorumlamıştım. @Mehmet kardeşime de teşekkürler. Kötü nazar değmesin inşallah ?? çok güzel yorumlamışsınız teşekkürler:)

Bana zeytinyağlı karabiberi de hatırlatıyor bu parfüm. Eskiden boğazımıza sararlardı kışın :)
 

asaid

Üye
TürkParfüm Üyesi
Yesterday Haze meyveli hmm bana güzel o zaman :). Teşekkürler yazı için hocam :) sahalara dönüş ki çok ara vermemiştiniz :)
meyveli direk demek belki doğru olmadı. tatlılığı ambersiden ziyade meyvemsi tarza yakın sadece.

Yesterday Haze meyveli hmm bana güzel o zaman :). Teşekkürler yazı için hocam :) sahalara dönüş ki çok ara vermemiştiniz :)

bu aralar hep yoğunum aslında, nadiren vakit bulabiliyorum. çok yazamasam da göz gezdiriyorum vakit buldukça ?
 

Acemiburun

TürkParfüm Üyesi
Rose d'arabie baykal hocamın hediyesi

Eğer bozulma yoksa bişeyler aktarayım,
Bir dakika sürdü sürmedi gül ve ud birlikteliği ,geri kalanı patchuli intense deki sabunsu paçuli kullanımı ve az biraz vanilya efekti.
Deneyenler varsa biraz aktarabilir mi bu koku gerçekten böyle mi? Hayal kırıklığına uğrattı beni
 

asaid

Üye
TürkParfüm Üyesi
Rose d'arabie baykal hocamın hediyesi

Eğer bozulma yoksa bişeyler aktarayım,
Bir dakika sürdü sürmedi gül ve ud birlikteliği ,geri kalanı patchuli intense deki sabunsu paçuli kullanımı ve az biraz vanilya efekti.
Deneyenler varsa biraz aktarabilir mi bu koku gerçekten böyle mi? Hayal kırıklığına uğrattı beni
armani prive değil mi? ününü çok duydum ama denemedim henüz. deneyimli yazarlardan okuduğum yorumlara göre karanlık bir gül başta daha güçlü olmak üzere sona kadar eşlik ediyormuş kokuya. ortada ana olarak paçuli ud, sonda vanilya şeklinde. yayılım ve kalıcılığı da çok beğenilmiş. herkes sevecek diye birşey yok tabi ama genel beğeniyi kazanan parfümlerden. o yüzden sanatsal, kompleks vs. olmamasını kasdediyorsanız koku güzelliği açısından büyük ihtimal beğeneceğiniz bir parfüm olurdu. yani bir bozulma durumu olmuş olabilir bana kalırsa.
 
Son düzenleme:

baykalbul

Administrator
Yönetici
Site Sahibi
TürkParfüm Üyesi
Rose d'arabie baykal hocamın hediyesi

Eğer bozulma yoksa bişeyler aktarayım,
Bir dakika sürdü sürmedi gül ve ud birlikteliği ,geri kalanı patchuli intense deki sabunsu paçuli kullanımı ve az biraz vanilya efekti.
Deneyenler varsa biraz aktarabilir mi bu koku gerçekten böyle mi? Hayal kırıklığına uğrattı beni
armani prive değil mi? ününü çok duydum ama denemedim henüz. deneyimli yazarlardan okuduğum yorumlara göre karanlık bir gül başta daha güçlü olmak üzere sona kadar eşlik ediyormuş kokuya. ortada ana olarak paçuli ud, sonda vanilya şeklinde. yayılım ve kalıcılığı da çok beğenilmiş. herkes sevecek diye birşey yok tabi ama genel beğeniyi kazanan parfümlerden. o yüzden sanatsal, kompleks vs. olmamasını kasdetmiyorsanız koku güzelliği açısından büyük ihtimal beğeneceğiniz bir parfüm olurdu. yani bir bozulma durumu olmuş olabilir bana kalırsa.
Buruk bir güzellik. Biraz kekremsi, birazcık ilacımsı oud kokumsu ama doğal ud ve gül birlikteliği :) . Güle güle kullan :)

Sana gönderdiğim çok eski batch ve şişesindeydi. bozulduğunu düşünmüyorum :)
 

baykalbul

Administrator
Yönetici
Site Sahibi
TürkParfüm Üyesi
Söylediğin tüm kokuları aldım elbette açılşta gül ve ud ama çok kısa süre içinde paçuli az miktar vanilya ama söylediğimn arkasndayım şuan sabunsu bir paçuli var kolumda başka bişey yok ,teşekkürler ?
Aynen doğrudur. Tenden tene de fark olabilir. Yarın inşallah bir daha deneyeyim tende :)
 

baykalbul

Administrator
Yönetici
Site Sahibi
TürkParfüm Üyesi
Buruk bir güzellik. Biraz kekremsi, birazcık ilacımsı oud kokumsu ama doğal ud ve gül birlikteliği :) . Güle güle kullan :)

Sana gönderdiğim çok eski batch ve şişesindeydi. bozulduğunu düşünmüyorum :)
Aynen doğrudur. Tenden tene de fark olabilir. Yarın inşallah bir daha deneyeyim tende :)
Evet tende bende de sabunlaştı belli süre sonra. Kıyafette daha kalıcı. Zaten gül az konulmuş demiştim konusunda forumda var. Çok seviyorum bu parfümü :) . XerjoffMtw atası ki çok benzer meyvelilik var kısmen Mtw'de
 

asaid

Üye
TürkParfüm Üyesi
Hendley P. - Fume
Başlangıç kısmı zeytin ağacı reçinesinin kokusu ile oldukça benzer. daha çok baharat(kimyon-karabiber-biberiye) tütsü akorları mevcut, tütsülenmiş çay notasından gelmeleri muhtemel. yanık tarzda değil ama baş kısımda gerçekten pişme aşamasında olan oldukça baharatlı bir etin uzaktan kokusu ile benzer hatta biraz da hayvansal bir akor var. Athunis, Fumidus gibi bir is yada yanıklık kesinlikle yok fakat bence baharat tütsü akorlarıyla onlardan daha yorucu bir 'pişmişlik' var.(bu konuda en cüretkar Rake&Ruin) o aşama neyse ki çok sürmüyor. başta bu dediğim koku yapısının aşağısında hissedilen diğer notalar meşe yosunu-cypriol. Cypriol hafifçe törpülenip keskinliğin büyük kısmı alınmış; odunsu, hafif isli ama yumuşak sayılabilecek özellikle parfümün son kısımlarında gözüken bir vetiver akoru sağlamış. artı olarak meşe yosununun saldırgan koyu yeşil rutubetli yapışkan dokusu yumuşatılmış ve galbanum'un acısı (muhtemelen hissedilen labdanum ile) büyük ölçüde alınmış yeşil derili ambersi dokularının birleşimi olarak sunulmuş. 3-4 saate parfüm yumuşak şekilde yosun-vetiverin öne çıkması ile aromatik bir kıvama doğru gidiyor.
genel olarak isminin hakkını verdiğini söylemek mümkün. bununla birlikte kullanıcıya acıyıp gittikçe baharatlarını azaltıp kendini açması da güzel düşünülmüş. İs noktasında değil ama özellikle başlardaki baharat akoru içinde Mukhallat Shams'deki misk akoruna benzer fakat daha hafif bir ürinerlik barındırıyor ki alışık olmayanı rahatsız etme ihtimali mevcut. fakat hayvansal sayılabilecek o kısmını arkaya atıyor, baharatlarını da gittikçe geriye çekerek, daha sade ve aromatik sayılabilecek mercan köşk-vetiver-yosun-labdanum temeline oturuyor. ilginçtir ki parfümde beklediğim çam kozalağına dair bir hissim olmadı. muhtemelen baştaki akora katkı sağlayacak şekilde Pinacea familyasından başka bir cinsin kozalağı kullanılmış.
 

Perpetual_Burn

Üye
TürkParfüm Üyesi
Ensar Oud No: 1

Acı, asitli çiçeklerle birlikte; fazlaca yağlı ve kaygan hissettiren, tabaklanmış tipte harika bir deri akoru ile açılıyor. Buğulu, çamurlu bir kirlilik barındıran deri tabakası altında ezilen çiçekler arasında kremsi yapısı ve buruk samansı kumarin hissi ile lavanta biraz daha ön planda. Mevcut deri akoru kısa bir süre sonra sıcak reçineler ile preslenmiş ve yine reçine kirliliğinde indolik yasemin ile destekleniyor. Yasemin’ in kirli aldehidik yapısı ile eski tip aldehitli derilere dönüşüyor bu noktada No 1, hatta yüksek çözünürlüklü bir yorumu da diyebiliriz galiba. Reçineler arasında Frederic Malle Dawn’ da olduğu gibi; endüstriyel yağlara da benzeyen keskin dumanlı profili ile yine Günlük Yağı bolca mevcut. Ortaya çıkan deri akoru ise sytraxlı derilerde olduğu gibi kaygan, pürüzsüz ve saydam; fakat fazlaca güçlü bir deri, hatta kokladığım en deri koku olduğunu söyleyebilirim No:1’ in.

Çiçeklerin düşmesiyle birlikte hafif boozy, tatlıca, bir piponun tütün haznesine benzeyen küllüklü tütün ve pankek kıvamında kremsi lezzetli bir vanilya beliriyor. Bu noktada oluşan deri akoru oldukça odunsu, hatta direkt işlenmiş odun hissi taşıyor. Artık çok hissedilmeyen, aralardan sızıntı şeklinde algılanan indolik yasemin ile pastorize olan reçineler ise bu noktada boya vurulmuş bir yüzey hissi yaratmakta. Vücuttan ayrılırken de; deri hissini kaybetmeden acı kızıl toprak tadında nefis bir ambergris bırakıyor.

Aldehidik çiçekler ve deri ile başlayıp, tütünlü deriye, oradan da ambergrisli çamurlu deriye dönüşerek dönüşümünü tamamlayan, ama aslında pek de dönüşmeyen, oldukça yüksek frekanslı baştan sona kaliteli bir deri işi No: 1. Yoğun ve sert deri yapısı ile aklımda oluşturduğu renk kızıla çalan bir kahverengi. No 1 aklımda; kahverengi duvar kağıtları ile çevrili, bazı bölümleri pürüzsüz bir deri ile kaplı ahşap sandalyeleri ve bu sandalyelerin oda arkadaşı olabilecek maundan bir masayı ve yine bu maun masa üzerinde konumlanabilecek yine maun rengi bir pipoyu taşıyan bir görseli canlandırdı. Üstelik bu mobilya ekibi henüz yeni olsa gerek ki cila kokuları, birkaç saat önce sönmüş, fakat henüz tam tahliye olamamış pipo dumanı ile odayı doldurmakta. Ellerine sağlık Ensar Emmi, yemek çok güzel olmuş.

 
Son düzenleme:

asaid

Üye
TürkParfüm Üyesi
Calvin Klein - Obsession ᵛⁱⁿᵗᵃᵍᵉ
açılış 4711 ile oldukça benzer, citrus yoğunluklu, tatlı şeftalili, fesleğenli parlak ışıl ışıl. bu citrus patlaması geçtikten sonra vanilya ve meşe yosunu iyiden iyiye kendini öne alıyor. buradaki meşe yosunu törpülenmemiş, aksine en "baba" parfümlerde ancak bulunabilecek cinsten sert doğal bir yosun. Hemen yanındaki vanilya-sandal dahi onu yumuşatamıyor. Çok geçmeden üstüne bir de yoğun acı biber, hafifçe sedir ve gül de ekleniyor. meşe yosunu ve baharatlar hız kesmeden ilerlerken ortaya dahil olmaya başlayan portakal çiçeği-amber ile son kısma doğru değişim başlıyor. çok geçmeden oldukça belirgin şekilde kullanılmış civet de bu kompozisyona dahil oluyor. 4-5 saate son kısım yerine iyice otururduktan sonra civet-amber-vanilya karışımı olarak uzun süre devam edip tenden en son ayrılan civet ile veda ediyor.
orta-son arasında amber-vanilya-civet-portakal çiçeği önde; baharatlar-yosun-sandal arkada olduğu bir geçiş aşaması var ki uğruna şiirler yazılası güzellikte, aslında her aşamasının ayrı bir güzelliği var. hatta parfüm baştan son kısım oturana dek abartısız her 30 dk bir koku değişim geçiriyor, öyle 2-3 katman değil. normal bir burnun hissedebileceği şekilde, az çok birbirine bağlı olsa da bir çok ayrı yapıda katman farklı zamanlarda hissedilebiliyor. zannederim ki kim koklarsa koklasın, bazı katmanlarından hoşlanmasa bile, bu katmanlardan en az birini oldukça sevecektir. malzeme kalitesi oldukça yerinde, civet büyük ihtimal doğal ve kullanımı profesyonel. kendini önde hissettiriyor olmasına rağmen yoğun olduğu aşamalarda vanilya-amber ile sımsıkı birleştilmiş, sonda tek başına kaldığında da yoğunluğu oldukça azalmış olarak, ortadan sonra parfüme yoğun tensel hisler sağlıyor. yalnız amber orta kısma ilk dahil olduğunda rahatsız etmeyen hafif bir sentetikliği mevcut, sona doğru civetin öne çıkmasıyla o his de gidiyor.
tek düze, basit, sade vb. terimler bir parfüme ancak bu kadar uzak olabilir. cinsiyet kavramından bağımsız veya iki cinsden de bir çok parça taşıyan, benim anladığım parfüm sanatının zirvesinde olan parfümlerden.
 

baykalbul

Administrator
Yönetici
Site Sahibi
TürkParfüm Üyesi
Ensar Oud No: 1

Acı, asitli çiçeklerle birlikte; fazlaca yağlı ve kaygan hissettiren, tabaklanmış tipte harika bir deri akoru ile açılıyor. Buğulu, çamurlu bir kirlilik barındıran deri tabakası altında ezilen çiçekler arasında kremsi yapısı ve buruk samansı kumarin hissi ile lavanta biraz daha ön planda. Mevcut deri akoru kısa bir süre sonra sıcak reçineler ile preslenmiş ve yine reçine kirliliğinde indolik yasemin ile destekleniyor. Yasemin’ in kirli aldehidik yapısı ile eski tip aldehitli derilere dönüşüyor bu noktada No 1, hatta yüksek çözünürlüklü bir yorumu da diyebiliriz galiba. Reçineler arasında Frederic Malle Dawn’ da olduğu gibi; endüstriyel yağlara da benzeyen keskin dumanlı profili ile yine Günlük Yağı bolca mevcut. Ortaya çıkan deri akoru ise sytraxlı derilerde olduğu gibi kaygan, pürüzsüz ve saydam; fakat fazlaca güçlü bir deri, hatta kokladığım en deri koku olduğunu söyleyebilirim No:1’ in.

Çiçeklerin düşmesiyle birlikte hafif boozy, tatlıca, bir piponun tütün haznesine benzeyen küllüklü tütün ve pankek kıvamında kremsi lezzetli bir vanilya beliriyor. Bu noktada oluşan deri akoru oldukça odunsu, hatta direkt işlenmiş odun hissi taşıyor. Artık çok hissedilmeyen, aralardan sızıntı şeklinde algılanan indolik yasemin ile pastorize olan reçineler ise bu noktada boya vurulmuş bir yüzey hissi yaratmakta. Vücuttan ayrılırken de; deri hissini kaybetmeden acı kızıl toprak tadında nefis bir ambergris bırakıyor.

Aldehidik çiçekler ve deri ile başlayıp, tütünlü deriye, oradan da ambergrisli çamurlu deriye dönüşerek dönüşümünü tamamlayan, ama aslında pek de dönüşmeyen, oldukça yüksek frekanslı baştan sona kaliteli bir deri işi No: 1. Yoğun ve sert deri yapısı ile aklımda oluşturduğu renk kızıla çalan bir kahverengi. No 1 aklımda; kahverengi duvar kağıtları ile çevrili, bazı bölümleri pürüzsüz bir deri ile kaplı ahşap sandalyeleri ve bu sandalyelerin oda arkadaşı olabilecek maundan bir masayı ve yine bu maun masa üzerinde konumlanabilecek yine maun rengi bir pipoyu taşıyan bir görseli canlandırdı. Üstelik bu mobilya ekibi henüz yeni olsa gerek ki cila kokuları, birkaç saat önce sönmüş, fakat henüz tam tahliye olamamış pipo dumanı ile odayı doldurmakta. Ellerine sağlık Ensar Emmi, yemek çok güzel olmuş.

Merak ettiğim bir marka, teşekkürler güzel anlatım için hocam ???:)

Denemelik sample gönderiyorlar büyük ihtimalle geçebilir çünkü paket küçük. Bir ara inşallah
 

baykalbul

Administrator
Yönetici
Site Sahibi
TürkParfüm Üyesi
Calvin Klein - Obsession ᵛⁱⁿᵗᵃᵍᵉ
açılış 4711 ile oldukça benzer, citrus yoğunluklu, tatlı şeftalili, fesleğenli parlak ışıl ışıl. bu citrus patlaması geçtikten sonra vanilya ve meşe yosunu iyiden iyiye kendini öne alıyor. buradaki meşe yosunu törpülenmemiş, aksine en "baba" parfümlerde ancak bulunabilecek cinsten sert doğal bir yosun. Hemen yanındaki vanilya-sandal dahi onu yumuşatamıyor. Çok geçmeden üstüne bir de yoğun acı biber, hafifçe sedir ve gül de ekleniyor. meşe yosunu ve baharatlar hız kesmeden ilerlerken ortaya dahil olmaya başlayan portakal çiçeği-amber ile son kısma doğru değişim başlıyor. çok geçmeden oldukça belirgin şekilde kullanılmış civet de bu kompozisyona dahil oluyor. 4-5 saate son kısım yerine iyice otururduktan sonra civet-amber-vanilya karışımı olarak uzun süre devam edip tenden en son ayrılan civet ile veda ediyor.
orta-son arasında amber-vanilya-civet-portakal çiçeği önde; baharatlar-yosun-sandal arkada olduğu bir geçiş aşaması var ki uğruna şiirler yazılası güzellikte, aslında her aşamasının ayrı bir güzelliği var. hatta parfüm baştan son kısım oturana dek abartısız her 30 dk bir koku değişim geçiriyor, öyle 2-3 katman değil. normal bir burnun hissedebileceği şekilde, az çok birbirine bağlı olsa da bir çok ayrı yapıda katman farklı zamanlarda hissedilebiliyor. zannederim ki kim koklarsa koklasın, bazı katmanlarından hoşlanmasa bile, bu katmanlardan en az birini oldukça sevecektir. malzeme kalitesi oldukça yerinde, civet büyük ihtimal doğal ve kullanımı profesyonel. kendini önde hissettiriyor olmasına rağmen yoğun olduğu aşamalarda vanilya-amber ile sımsıkı birleştilmiş, sonda tek başına kaldığında da yoğunluğu oldukça azalmış olarak, ortadan sonra parfüme yoğun tensel hisler sağlıyor. yalnız amber orta kısma ilk dahil olduğunda rahatsız etmeyen hafif bir sentetikliği mevcut, sona doğru civetin öne çıkmasıyla o his de gidiyor.
tek düze, basit, sade vb. terimler bir parfüme ancak bu kadar uzak olabilir. cinsiyet kavramından bağımsız veya iki cinsden de bir çok parça taşıyan, benim anladığım parfüm sanatının zirvesinde olan parfümlerden.
Teşekkürler hocam güzel anlatım için. Ben de almıştım, haftaya gelecek benimki. Sizin anlattığımız women olan. Bende erkek modeli de var ve asıl ünlü ve çok sevilen Obsession women modeli. Evet kim koklasa aşık oluyor biri de @Mehmet kardeşim hocam haha ? :D .

Şişeli kimse girmeyince şaşırmıştım ve hemen kör alış şişeli girdim. Ününü yıllardır forumdan biliyordum, metheden çok methediyor ve kötü diyene rastlanmamıştım Vintage için. Biri hayvansal nota mı dedi, o ben varım haha ??:D . Civet evet doğal olması çok muhtemel çünkü o yıllarda hem bol hem ucuzdur. Ve yasal. Şimdi ise ifradan kaçak veya Avrupa üretim olmayan parfümlere oluyor. İfra yasaları gereği tam bilmiyorum da belli başlı parfüm satan mağazalarda da satılamıyor böyle yasaklı Doğal hayvansal Amber, Civet, Misk kullanılan parfümler. Ensar Oud ve bazı Serge Lutens özel izin ile üretmiş diye duydum ve geçici, limitli. Başka firmalarda böyle üretmiş olabilir ifra kuralları dönemi. Amouage nasıl yapıyor bilmiyorum ki Umman üretimler zaten takmıyordur ifra'yı. Elbette hayvan nesli de önemli ama ben hep dediğim gibi bu özellikleri yüzünden mesela misk geyiği bari çok eti için avlanılmamış oluyor ve özel korumalar oluyor. Tüm canlı türleri korumak İslami bir görev de bence.. Yeryüzü, bilim de ayettir Kur'an'da geçen, Allah'ın ayeti, sünnetullah ve bilim öğrenmek bu açıdan Müslümanlıkta kutsaldır, ibadettir.

Gelsin bakalım heves kapladı Obsession women için. Denenecek çok meşhur parfüm var hele de eskilerden. Bugünlere nasipmiş inşallah, Elhamdulillah ????♥️? :) .
 

asaid

Üye
TürkParfüm Üyesi
Teşekkürler hocam güzel anlatım için. Ben de almıştım, haftaya gelecek benimki. Sizin anlattığımız women olan. Bende erkek modeli de var ve asıl ünlü ve çok sevilen Obsession women modeli. Evet kim koklasa aşık oluyor biri de @Mehmet kardeşim hocam haha ? :D .

Şişeli kimse girmeyince şaşırmıştım ve hemen kör alış şişeli girdim. Ününü yıllardır forumdan biliyordum, metheden çok methediyor ve kötü diyene rastlanmamıştım Vintage için. Biri hayvansal nota mı dedi, o ben varım haha ??:D . Civet evet doğal olması çok muhtemel çünkü o yıllarda hem bol hem ucuzdur. Ve yasal. Şimdi ise ifradan kaçak veya Avrupa üretim olmayan parfümlere oluyor. İfra yasaları gereği tam bilmiyorum da belli başlı parfüm satan mağazalarda da satılamıyor böyle yasaklı Doğal hayvansal Amber, Civet, Misk kullanılan parfümler. Ensar Oud ve bazı Serge Lutens özel izin ile üretmiş diye duydum ve geçici, limitli. Başka firmalarda böyle üretmiş olabilir ifra kuralları dönemi. Amouage nasıl yapıyor bilmiyorum ki Umman üretimler zaten takmıyordur ifra'yı. Elbette hayvan nesli de önemli ama ben hep dediğim gibi bu özellikleri yüzünden mesela misk geyiği bari çok eti için avlanılmamış oluyor ve özel korumalar oluyor. Tüm canlı türleri korumak İslami bir görev de bence.. Yeryüzü, bilim de ayettir Kur'an'da geçen, Allah'ın ayeti, sünnetullah ve bilim öğrenmek bu açıdan Müslümanlıkta kutsaldır, ibadettir.

Gelsin bakalım heves kapladı Obsession women için. Denenecek çok meşhur parfüm var hele de eskilerden. Bugünlere nasipmiş inşallah, Elhamdulillah ????♥? :) .
hayırlı olsun harika seçim ?? çok seveceğinize eminim. çok keyifli ve hislere hitap eden bir tarzı var.
 

Perpetual_Burn

Üye
TürkParfüm Üyesi
Lanvin Eau My Sin Vintage

Çiğ, yeşil yabani otlar ve oldukça canlı, asidik karakterli bir bergamot patlaması ile başlıyor My Sin. Çok süre geçeden tozlu ve misk kremsiliğinde pudralı aldehitler ile kasvete boğuluyor. Aldehit tipi olarak yine No 5 ekolüne yakın olduğunu söyleyebilirim My Sin’ in; fakat misk yönü ile Coty Chypre’ ye de çok yakın. Hatta ikisinin melezi gibi bir şey de diyebiliriz. Kısa bir süre sonra My Sin’ in direkt kendisi olan; kömür gibi simsiyah, hafif sıcak hayvansal kirli bir tavırda, biraz toprak gübre çağrışımları da yapan, hafiften yosunlarla sarılı katranlı Civetini soluyorsunuz. Bu noktada My Sin’ in hem sabunsu hem de fazlaca kirli olduğu tezatlı yapısı da oluşmuş oluyor. Toprak bağ bahçe işleriyle uğraştıktan sonra kalıp sabunla elinizi yıkadığınızdaki his olarak da özetleyebilirim; kirli, tensel ve aynı zamanda temiz.

Kurumaya doğru bu iki zıt yapının arasına örtü olarak çekilen Coty Chypre usulü serin süsen ile hafif makyajlı, melankolik, feminen bir yön de gösterip; pudralı güllü, misksi vanilyalı, daha sıcak baharatlı, balzamik bir düzleme geçiliyor. Civet temelli yağlı, yanık misk-deri akoru her zamanki yerinde, hatta Miss Dior’ daki kuru samansı deri akoru ile de benzeşiyor bu son kısımda.

Lanvin My Sin, Chypre türünün kuşkusuz en temel üyelerinden. Eldo Rien, Rogue Chypre Siam gibilerin varlığının temel sebeplerinden de birisi aynı zamanda, hatta Kouros’ un babannesi ya da dedesi olarak da görülebilir. Sadece tek bir kez deneyip dolabımın derinliklerine hapsettiğim Coty Chypre dekantım için ulaşılabilir bir alternatif bulduğumdan yere göğe sığdıramıyorum Lanvin My Sin’ i. Fujerler yeşilin biraz daha aydınlık, canlı yönü ile uğraşırken Chypreler biraz daha; yeşilin karanlığını, soğuğunu vurgular benim görüşümce. Bundan sebep ki Chypreler bana Noir Film çağrışımı yapar. Özellikle My Sin bana, The Woman in the Window’ dan bir sahne hatırlattı: Filmin başrolü sayın doçentimiz R.W tanıştığı hayallerinin kadını Alice’ in belalı sevgilisini nefsi müdafaa durumunda öldürüyor ve o cesetten birlikte kurtulmaya çalışıyorlar. R.W cesedi arabasına alıyor. Fazlaca yağmurlu bir havada şehirden epey uzakta tenha ormanlık bir alan buluyor. Uzun uzun yabani otlar, yaşlı ağaçlar ile çevrelenmiş bu alana ölü bedeni bırakıyor. Yağmur kaynaklı vıcık vıcık çamur olmuş zemine de ayakkabı izini ve lastik izlerini de bırakmayı ihmal etmiyor. My Sin’ e geri dönersek; Serin, puslu ve sisli havaları simüle eden ve aynı zamanda çürümüş, ölü çiçeklere de dokunan aldehitli yapısıyla bahsettiğim sahnenin havasını, kirli tensel dokulu civeti ile de soğuk toprağı ve üzerinde yatmakta olan ölü bedeni ile bağdaştırdığımı söyleyebilirim. Aslında özetle; Chamade için Doğayı, Baharı simüle ettiğini söylemiştim, My Sin’ in de biraz daha soğuk mevsimleri, toprağın ve yeşilin soğuğunu, vücut üzerinden anlattığını söyleyebilirim. Bu arada My Sin’ de doğal civet kullanıldığı söyleniyor, söylentilere kulak asmayın, zaten kullandığınızda hiçbirine ihtiyacınız kalmayacak. Civet101.

 

Perpetual_Burn

Üye
TürkParfüm Üyesi
Casablanca St. Clair

Capcanlı turunçgiller ve rendelenmiş kabukları, indolik çiçek yaprakları akabinde tam 25 derece hava sıcaklığında aldehit esintisi, toprak zemini oluşturan nefis bir deri akoru ile açılıyor. Sıcak aldehit rüzgarı Chamade Extraitten fazlaca izler taşıyor, hatta derili Chamade Extrait bile diyebilirim Casablanca’ nın başlangıcı için. Deri akoru ise kösele, styraxlı deri akorlarına benzer şekilde, bahar esintisindeki güneş ışığı parlaklığında canlı turunçlar ile toprak arasında ince bir yüzey, perde oluşturmakta.

Bir süre sonra toprak hattına doğru belirginleşen kirli indolik yasemin sapları ile deri yüzeyin diğer kısmına iniyoruz. Oldukça tok ve gerçekçi bir toprak yapısı var burada; ambergris, cypriol tarzı bir topraksılık mevcut. Canlı yeşil bitki saplarının dengesiz bir doğrultuda toprakaltında ilerlediğini görebilirsiniz hatta bu kısımda. Toprağın derinlerine indikçe nefis bir laden ile karşılaşıyoruz. Kaya tozu gibi metalik, reçineli ve külsü yapısı ile mineral tadında canlı kökleri besliyor. Reçine - İndolik Yasemin birlikteği Aeon kalitesinde ve tadında. Köklerle birlikte ilerledikçe Laden yoğunluğu fazlaca artıyor, sıcak erimiş şeker tadında vanilya tipi bezoin ile Ambra Nobile ile fazlaca benzer güzel bir kehribar akoru oluşuyor. Balzamik pamukşeker olarak tenden ayrılıyor; burası da magma herhalde. Referans sayılacak kalitede bir Laden barındırdığını da rahatlıkla söyleyebilirim.

Casablanca; Chamade’ in yaptığı gibi canlı çiçekler ve meyvelerin ağırladığı bahar esintisi ve güneş sızıntıları ile başlayıp Chamade’ in pek fazla bulaşmadığı toprağın altına, hem de bayağı bir altına giriyor. Üstelik bunu son yıllarda çıkan parfümler arasında kokladığım en kaliteli herbal deri akorlarından biri ile yapıyor, ki Casablanca nın kendisi de son zamanlarda çıkan en kaliteli kokulardan biri kuşkusuz. Aeon ile aynı kulvara koysak üzerine bile çıkabilir hatta. Casablanca’ yı tek sefer denediğim için detaylarına pek fazla değinemedim; fakat indolik akoru güçlendiren nefis bir portakal çiçeği, yüksek kalitede olduğunu düşündüğüm meşeyosunu, galbanum gibi içerikleri de var. Eskilerden fazlaca referans barındıran Casablanca’ yı bence deneyin, ayrıca oldukça modern olduğunu da rahatlıkla söyleyebilirim.

 

baykalbul

Administrator
Yönetici
Site Sahibi
TürkParfüm Üyesi
Casablanca St. Clair

Capcanlı turunçgiller ve rendelenmiş kabukları, indolik çiçek yaprakları akabinde tam 25 derece hava sıcaklığında aldehit esintisi, toprak zemini oluşturan nefis bir deri akoru ile açılıyor. Sıcak aldehit rüzgarı Chamade Extraitten fazlaca izler taşıyor, hatta derili Chamade Extrait bile diyebilirim Casablanca’ nın başlangıcı için. Deri akoru ise kösele, styraxlı deri akorlarına benzer şekilde, bahar esintisindeki güneş ışığı parlaklığında canlı turunçlar ile toprak arasında ince bir yüzey, perde oluşturmakta.

Bir süre sonra toprak hattına doğru belirginleşen kirli indolik yasemin sapları ile deri yüzeyin diğer kısmına iniyoruz. Oldukça tok ve gerçekçi bir toprak yapısı var burada; ambergris, cypriol tarzı bir topraksılık mevcut. Canlı yeşil bitki saplarının dengesiz bir doğrultuda toprakaltında ilerlediğini görebilirsiniz hatta bu kısımda. Toprağın derinlerine indikçe nefis bir laden ile karşılaşıyoruz. Kaya tozu gibi metalik, reçineli ve külsü yapısı ile mineral tadında canlı kökleri besliyor. Reçine - İndolik Yasemin birlikteği Aeon kalitesinde ve tadında. Köklerle birlikte ilerledikçe Laden yoğunluğu fazlaca artıyor, sıcak erimiş şeker tadında vanilya tipi bezoin ile Ambra Nobile ile fazlaca benzer güzel bir kehribar akoru oluşuyor. Balzamik pamukşeker olarak tenden ayrılıyor; burası da magma herhalde. Referans sayılacak kalitede bir Laden barındırdığını da rahatlıkla söyleyebilirim.

Casablanca; Chamade’ in yaptığı gibi canlı çiçekler ve meyvelerin ağırladığı bahar esintisi ve güneş sızıntıları ile başlayıp Chamade’ in pek fazla bulaşmadığı toprağın altına, hem de bayağı bir altına giriyor. Üstelik bunu son yıllarda çıkan parfümler arasında kokladığım en kaliteli herbal deri akorlarından biri ile yapıyor, ki Casablanca nın kendisi de son zamanlarda çıkan en kaliteli kokulardan biri kuşkusuz. Aeon ile aynı kulvara koysak üzerine bile çıkabilir hatta. Casablanca’ yı tek sefer denediğim için detaylarına pek fazla değinemedim; fakat indolik akoru güçlendiren. nefis bir portakal çiçeği, yüksek kalitede olduğunu düşündüğüm meşeyosunu, galbanum gibi içerikleri de var. Eskilerden fazlaca referans barındıran Casablanca’ yı bence deneyin, ayrıca oldukça modern olduğunu da rahatlıkla söyleyebilirim.

Teşekkürler ??:) . Müzik kaval veya flüt karışımı metal tarz sanırım gitar genelde.. Benim de kullanmayı düşündüğüm ve kimi yerde Türk çalgıları ve Gitar karışımına da benziyor :) .

Portakal kabuğu yağını saf olarak kullanmaya iyice başladım. Hiç bir şeye benzemiyor, harika bir ferah meyvelilik, Freş (canlılık, tazelik), tatlılık.. Ne vanilya ne bir şey tek başına kullanılabilecek bir şey.. Parfümler de yeteri kadar kullanılmadığını düşünüyorum ki saf olarak kullanıyorum. Bendeki yüzde çok oranlarda bile alkolde çözünüyor ama saf şu an tercihim. Boyun ve boyun altı vücut tahriş eder mi denemedim henüz. Resimler geliyor inşallah :) .
 

Perpetual_Burn

Üye
TürkParfüm Üyesi
Teşekkürler ??:) . Müzik kaval veya flüt karışımı metal tarz sanırım gitar genelde.. Benim de kullanmayı düşündüğüm ve kimi yerde Türk çalgıları ve Gitar karışımına da benziyor :) .

Portakal kabuğu yağını saf olarak kullanmaya iyice başladım. Hiç bir şeye benzemiyor, harika bir ferah meyvelilik, Freş (canlılık, tazelik), tatlılık.. Ne vanilya ne bir şey tek başına kullanılabilecek bir şey.. Parfümler de yeteri kadar kullanılmadığını düşünüyorum ki saf olarak kullanıyorum. Bendeki yüzde çok oranlarda bile alkolde çözünüyor ama saf şu an tercihim. Boyun ve boyun altı vücut tahriş eder mi denemedim henüz. Resimler geliyor inşallah :) .
Evet, Senfonik olarak Progresif Rock icra eden bir grup bunlar Baykal Hocam :) Flüt, Tenor Saksafon gibi çeşitli enstrumanlar da kullanıyorlar bu albümde. Masal gibi bir anlatısı var bu albümün, çok keyiflidir.

Evet bakıyorum yorumlarınıza, bana da yollamıştınız geçen sefer Portakal Yağı :) her gün kapağından koklarım. Nasıl yaptığınızı da anlatırsanız fotoğraflarla birlikte, bizler de deneriz belki :)
 

asaid

Üye
TürkParfüm Üyesi
L'Artisan - Séville à l'Aube
oldukça çiğ yeşil otlar ve açık parlak portakal-limon ile açılıyor, bu ilk 10-15 dk herşey güzel sonra otların çiğliği ve portakalın asidi sönerken yanına Havana Vanille'den tanıdık olan sevimsiz yoğun dozda rom ve Dzonghka'daki kimliksiz yakıcı ince baharatlar ve vetiver akoru da eşlik ediyor. Birebir aynı dna. portakal çiçeğini başa koyup diğerlerinin az çok oranları ile oynayıp (maalesef muhtemel aynı materyallerle) aynı akorlar kopyala yapıştır yapılmış. sonraları dozunu hafifçe arttıran balmumu-yasemin roma küçük dozda eşlik ediyor ki bu güzel ve olması gereken bir değişim. Tütün bence yok. maalesef yine çok hoş olmayan bir rom-vanilya akoru ile son buluyor.
Boozy yapı deneyimim çok az ama bana kalırsa böyle olacaksa hiç olmasın. Parfümdeki yeşiller ve çiçek yapısı gayet kaliteli fakat yanlarında sunulan diğer elementleri hiç beğenmedim. kompozisyon dışardan güzel dursa da çok büyük ihtimal yine malzeme kalitesinden kaynaklı çoğu nota asıl özelliklerini gösteremiyor. kısmetse Bloody Wood'u da deneyip sevmezsem demektir ki kalite ile alakalı değil, benim aram yok boozy akorlarla. tabi Overture da istisna olarak kalacak.
 
Üst