Yarın iki mefisto'yu da deneyeceğim inşallah ki denemiştim ama tekrar merak ettim sen bu kadar sevdiysen büyük ihtimalle bir iş var, güzel iş var bu parfümlerde .
Bugün 6-7 tane sürdüm boynuma. İşe gelmeden 30 dk önce denedim ki çevreyi rahatsız etmesin diye.
Şimdilik etmedi.
Hani derler ya "not my cup of tea"
O hesap işte.
Allah sevenine bağışlasın. Bu tarz arabik tarzda parfümler bana iğreti geliyor.
Mdci Cuir Cavalier
Yumuşakça, soğuk bir gül, hemen ardında pudralı, temiz, keskin ve soğuk çiçekler. Diplerde acı mandalina ve portakal kabuğu talaşları. Tüm bunların üzerini tamamiyle kaplayan, biraz soyutça, dikkat edilmediğinde fazla belli olmayan, azıcık reçinemsi ve kirli bir bal mevcut. Buradaki bal biraz laden reçinemsi. Biraz içiçe geçmişlik durumu da var. Metalik bir his barındırıyor burası. Gül kullanımı çok yabancı değil, Isparta üzerinden geçen herkes anımsayacaktır buradaki gülü.
Balın biraz kuruyup metalikliğin azalmasıyla birlikte hem tatlı hem acı safranlar burna çentik atarak çarpmaya başlıyor, kokunun üst katmanında sıcak bir tabaka yaratıyor. Diğer kuruyan notaların serin, soğuk tabakasına bir zıtlık yaratıyor. Parlak olmayan, kupkuru bir oud, açılıştaki balı da biraz içinde kurutarak kendini gösteriyor. Balın etkisinin azalmasıyla (Açılışından yaklaşık 20 dakika kadar hissediliyor zaten) biraz daha o klasik, burnu kesen oud-gül-safran çizgisine giriyor ama biraz daha farklılar. Rose d Arabie gibi kokular biraz daha sıcak kokularken Cuir Cavalier benzer yapıda olmasına rağmen oldukça soğuk bir duruşa sahip.
Kapanışında kuru oud hala hissedilirken topraksı, biraz tatlı, biraz dumansı kök vetiver ve güçsüz bir paçuli ile zayıflayarak tenden ayrılmakta.
“Cuir” nerede derseniz ben o hissi malesef alamadım. İlk birkaç denememde aslında farklı gelmişti. Girişindeki soğuk ve kirli hava, reçinemsi baldan oud geçişi, gerçekçi safranın balın girişteki görevini alması ve sonunda oud-gül çizgisinden çıkıp, topraksı vetiver paçuli ekseninde sonlanması ilgi çekiciydi. Diğer birkaç denememde pek derin bulamadım malesef. Metalik bir havası da var, burnumu kolay uyuşturuyor, belki de ondandır. Gayet güzel ve lüks bir koku sayılır aslında, performansı da iyi gibi, övgü de getirecektir ilgilenenleri için Kesinlikle ama kesinlikle deneyin diyemem ama Ambre Nuit tarzı kokular sevenlere, safran kokuda çok bağırmasın ama hissedilsin ve gerçekçi olsun diyenlere, bir de şöyle bir komp. içindeportakal yağına yakın, gerçekçi bir turunçgil kabuğu koklamak isteyenlere bir denemesini önerebilirim Güzel bir safran referansı da olabilir hatta ama bahsettiğim diğer olumlu yanlarıyla birlikte o da çok kısa sürehissedilmekte malesef
Bir de Cuir Cavalier ın şişesinin üstündeki resimi ve adındaki “Cuir” ı görünce aklıma direkt senenin güzelliklerinden bir albüm düşmüştü. Çok heves etmiştim Cuir Cavalier ı bu albümle birleştiririm diye ama olmadı malesef. Asil, Orta Çağ Melodileriyle dolu bu albümden bir parça bırakayım. Fransızlar yine yapmış
Histoires de Parfums Fidelis
Tatlı ve biraz yapışkan Ahududu-çilek, biraz sakızsı, nanemsi ferah bir his ile plastiğimsi bir deri akoruyla açılıyor. Deri akorunda bahsettiğim sakızsılık baş etken. Meyveler zaman zaman fazla şekerli hissedilse de, aşağıdan hissedilen adını koyamadığım ferah, nanemsi baharatlarla oluşan sakız havası bunu dengelemekte.
Meyvelerin de biraz kuruyup tene oturmasıyla, bileğimden yüzeysel nefesler aldığımda pötür pötür, pudralı ve vanilyamsı tatlı bir gül hissedilmekte. Derin nefesler aldığımda alt tabakadaki sakızsı ferahlığın içinde kayboluyorum, pek çözümleyemiyorum.
Bir süre daha geçtikten sonra bu kısım da netleşiyor. Derin nefeslerle Pudramsı Gülün kırılan pudralığının altında ufakça hissedilen, ama kokuyu farklı bir noktaya taşıyan laden reçinesi alıyorum. Açılışta bahsettiğim ferah sakızsılık, laden reçinesi desteği ile dumansılığa dönüşüyor ve net bir tütsü hissediliyor. Fidelis bu noktada açılışının aksine kuru, reçine hisli, dumansı, sıcak, neredeyse sıcaktan daha çok közsü bir hal alıyor. Hatta biraz daha ileri götürerek, La Curie Incendo daki kömürümsü, közsü yanıklığı neredeyse birebir hissediyorum diyeyim. Birlikte denemedim; ama Fidelis sıkıp da La Curie Incendoyu kapağından kokladığımda her zamankinden daha farklı bir koku alıyorum, bunu da ekleyeyim. Aslında yüzeysel olarak kokladığımda, bu kadar yanık ve dumansı bir koku yok, ama o gülün pudramsılığını kırabilecek kadar derin nefesler aldığımda, güveç içine koyduğum killerin üzerine dökülen tütsülerimin külleri düşüyor aklıma.
İyice mayışmış ve artık neredeyse hissedilmeyen meyvelerle bir olmuş deri parçaları, daha keskin ve kuru reçineler, sakızsı kıvamından her geçen zaman daha da dumansı yanık hale gelen tütsü bir araya gelerek sıcak, dolgun, kupkuru bir kehribar akoruyla Fidelis sonlanıyor.
Fidelis genel anlamda meyveli derisi, közsü ve dumansı reçineleri, vanilyamsı gülü ve sıcak, kuru, ferah baharatlarıyla oryantal bir çizgiye sahip. Açılışında ufaktan bir Tuscan Leather izlenimi oluşturdu, ama bu düşünce pek fazla sürmedi. Çok daha farklı noktalara değiniyor Fidelis. Yapaylığın hissedildiğini ve zaman zaman rahatsız ettiğini de atlamayayım. Özellikle açılışındaki meyveler şekerli denecek kadar tatlı, ama o kısım da çok uzun sürmüyor. Meyvelerin fazla tatlılığı, pudralı gülün gövdesine oturuyor. Bunun sonucu kalan meyveli yapı da biraz arada, fazla bayık bulabilir bir çok kişi. Orta kısımdaki La Curie Incendo hissi ile daha bir keyif aldım Fidelisten, orayı da atlamayayım. Kurumadaki kehribar akoru da gayet doyurucu. Bir şişesini almam, ama kenarıda bir 5-10 ml bulundurup, arada anmak isteyeceğim kokulardan artık kendisi
Baykal Bey bana denemem için gönderdi. Kendisine de çok teşekkür ederim
Baykal bey beğendiğinize sevindim! İyi günlerde kullanın.. Teşekkür ederim ?Koyu, kopkoyu kızıl-siyah arası, Meksik Amber (Ambergris, Balina ? Amberi, Gri amber) kullandım. @Premiumperfume Mutlu ? hocam kaynaklı, tekrar teşekkürler . Daha önce ben de vardı ve pasifik okyanus diye geçiyor bendeki Amber sanırım. Eve gidince bakarım inşllah.
Nasıl bir Amber bu, melankolik, şekerli ama orta düzeylerde bir şekerlilik ve melankolilik. En önemli özelliği bunlara ek, keskinliği alınmış Safran (Tohum, orta kısım yani çiçek ? değil, çiçeğin ortasındaki yer) gibi de kokması. Ben bir bayan da daha çok yakıştırırım ama feminen değil aslında.
Deriye evet biraz üstü benzetilebilir ek olarak. Çok hayvansı değil ama hayvansallık var, melankolizme, baygınlığa karışmış. Bir toplu iğne başı civarı sürdüm ve yetti, ? kuvvetli. Ben tatlı, karanlık tatlı, yumuşak ama kuvvetli, tatlı tütsülü Amber daha çok seviyorum. Ve bir de altın sarısı renkde, deniz ? kokusuna kısmen benzer Amber'ler de ayrıca ilgimi çekiyor ama daha arka planda alım listemde şu an .
Resimler geliyor inşallah .
Xerjoff Homme
Knize ten in törpülenmiş hali. Kesinlikle çok daha iyisi ancak arada bu kadar fark varken knize ten tabi ki tercih edilir.
Ekli dosyayı görüntüle 2691