Yukarıdaki Lale ''Kıbrıs Medoş Lalesi ''.
Meşhur İStanbul Lalesi ve altta da çokca var arkadaşlar, beyler hanımlar..
Üstte Türk Lalesi. İStanbul Bebek semtinde 2006 yılında çekilmiş bir resmimmiş..
Lalenin anavatanı Türkiye, Anadolu olduğu söylenmektedir. Alıntı : ''''''''
Rusya'nın önde gelen gazetelerinden biri olan İzvestia, lalenin asıl anavatanının İstanbul olduğunu yazdı. Gazeteye göre, lale çiçeği başta Hollanda olmak üzere Avrupa'ya 16.yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu topraklarından getirildi. '''''''
Alıntı :'' Çiçeğin ingilizcedeki ''Tulip'' ismi Farsça bir kelimenin Türkçe okunuşundan geliyor (Farsca Tulipa) : Çiçeğin ismi Farsça'da türban(başörtüsü de olabilir..) anlamındaki dulband kelimesinin Türkçe söylenişi olan tülbent kelimesinden gelir. Bu nedenle etimologlar henüz tam açmamış lale şeklinin türbana benzeyişini "hayali benzerlik" olarak adlandırırlar (ya da belki de Türklerin geleneksel olarak başlıklarına bu çiçeği takmalarından dolayı olabilir).''
Yabancıların gözünden alıntı yapalım netten (eklemeler yaptım) : '''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''
Yazar: Olga Ikebanova Biyolog, aromaterapist, fotoğrafçı, çiçek tasarımcısı ve Doğanın Gücüne inanan tutkulu.
Laleler çiçeklenmeye başladığında Hristiyanalarca '' Gökyüzüne bakan gülümseyen çanlar'' olarak görülür. Tabiki bence de Dünya bu çiçekleri görmekten mutlu olur. Sarı, kırmızı, mor, pembe, turuncu, beyaz, vb. olabilirler. Türler arasında Kuzey Afrika, Asya ve Batıdan Asya ve Çin'den Kuzeydoğu'ya ve Çin'den Sibirya'ya kadar Asya yer alır (Pamir, hindikuş, Tanrı Dağları..). Cinsin çeşitliliğin merkezi Pamir ve Hindu Kush dağlarında ve Kazakistan bozkırlarındadır denmiş ama biz Lale'nin anavatanı Anadolu-Türkiye olarak biliyoruz..
Üstte Yabani(Vahşi) Lale var Sarı renkli..
Bahçelerde, çömlek bitkileri olarak veya taze kesilmiş çiçekler olarak kullanılan bir dizi tür ve birçok melez kültür çeşidi yetiştirilmektedir. Birçok çeşit lale, Tulipa gesneriana'dan elde edilir.
Fars edebiyatında bulabildiğimiz lalelerin en erken bahsini. “Türban”(veya başörtüsü) olarak biliniyordu. Farsça şairlerin çoğu bu çiçeği öylesine nazik, huzurlu ve zarif olmaları için övdü.
We are told that in Persia the tulip, whose blossom in its native country is scarlet, while the centre of its glowing cup is black, is used to express warm affection; and, when sent by a lover, will convey to the object of his attachment the idea that like this flower, his face is warm and his heart is consumed as a coal.
~ Anne Pratt, The Field, the Garden and the Woodland, 1838
Açıklaması : ''''''''''''
Farsça ülkesindeki çiçeğinin kızıl olduğu, Farsça'nın parıltılı kabuğunun ortasının siyah olduğu, sıcak sevgiyi ifade etmek için kullanıldığı söylenir; ve bir sevgili tarafından gönderildiğinde, güzelliğinin nesnesine ek olarak, bu çiçek gibi, onun yüzü sıcak ve kalbi bir kömür olarak tüketildiği fikrini iletecektir.
~ Anne Pratt, Tarla, Bahçe ve Ormanlık, 1838 '''''''''''''''''''''''''
Bu çiçek hakkında güzel bir efsane var. :" Uzun zaman önce lale çiçeği her zaman kapalıydı ve güçlerin hiçbiri tomurcuğu açamadı. Aynı zamanda içinde mutluluğu da korudu.
Bir gün bir kadın, lalein büyüdüğü çocuğuyla birlikte oynamak için çayırlara geldi. Çocuk etrafta koşuyordu ve gülüyordu. Lale'ye gelip ona baktığı zaman, çiçek açıldı… Çocuğun gülüşü başka hiç kimsenin yapamayacağı mucizeyi yapabildi…
O zamandan beri insanlar birileri daha mutlu etmek için laleleri getiriyor.""
Türkiye her yıl lale festivaline sahiptir. 1554'te Avusturya İmparatoru'nun elçisi Türk sultanını ziyarete geldi. Bahçede yürürken, haberci hassas bir zarif güzel çiçeği fark etti. Bazı ampuller aldı ve onları şifalı otlar bahçesine Viyana'ya getirdi.
Daha sonra Avusturya Lale'lerinden Almanya, Hollanda, Fransa ve diğer Avrupa ülkelerinde ortaya çıktı. Lale'nin popüler hale gelmesi için ilk adım buydu.
Fransız şair Théophile Gautier şunu yazdı (Önce İngilizcesi sonra Türkçesi) :
I am the tulip, Holland's choicest flower.
The thrifty Fleming - such my loveliness -
Pays for my perfect bulb a price no less
Than diamond. Lordly lineage is my dower.
Like to a proud Yolande in her young hour
Of pomp and kirtle bright, upon my dress
Of dewy crimson crossed with silver fess,
I bear the painted blazon of my power.
The gardener divine with fingers deft
Spun golden beams of iridescent noon,
And liquid depths of purple fashioned up,
To make for me a robe of royal weft.
Peerless I stand - yet grieve that Nature boon
Poured never perfume in my shining cup.
Ben Hollanda'nın en güzel çiçeği olan lale benim.
Thrifty Fleming - benim sevgilim - Böyle
mükemmel bir ampul için
elmastan daha az bir fiyat ödüyor. Tanrıça soy benim tüyümdür.
Onun genç saatinde gururlu bir Yolande gibi
Parlak ve kirtle parlak elbise, benim elbise üzerine,
nemli kırmızı kıvrım ile geçti
, benim gücünün boyalı blazon ayı.
Bahçıvan tanrının parmaklarıyla eğri
bükülmüş altın ışıltısını öğleden sonra öğütüyordu,
Ve morun sıvı derinliklerine kadar,
Bana kraliyet atkılarını giydirmek için.
Peerless ben duruyorum - ama yine de Doğa boon
Dökün parlak fincanma parfüm asla parfümsüz.
Ama Hollanda bu çiçeği gerçekten “benimsedi”. Ülkenin hava ve toprak koşulları laleçlerin ihtiyaçlarını karşıladı. Sonuç olarak her yerde laleler dikildi. “Lale-mani” orman yangını gibi yayılıyordu…
Şu anda farklı şekiller, boyutlar, renkler ve renk kombinasyonu, çiçeklenme zamanları, kokular ile 100'ün üzerinde türden yetiştirilen 3.000'den fazla farklı çeşitte ekili lale çeşidi var… Zarif olmanın pek çok yolu var!
Parfümlerde Lale :
Multiplor Hat Songe de Tulipe Il Profvmo tarafından
La Tulipe Byredo Ti tarafından
Amo: Tulipano Hilde Soliani tarafından
'''''''''''''''''''''''''''''''''''''
Önce Karanfil çiçeğini verelim ve klasik tarzda Türk Motifinde yer alan şekilini verelim.. Ebru ve Çini, Tezhip sanatı gibi yerlerde kullanılan bir motifdir.. Lale ile karışık:
Üstteki resimde Mavi-mor renkli Sümbül veya akraba bir çiçek de sanki motivlenmiş Türk Motivi falan olarak v alttaki resimde de var... Ayrıca dairesel mavi ve kırmızı çiçekler var.. Sümbül ise biliyorsunuz salkım şeklinde oluyor ve sümbülgilelrden bir çiçek de olabilir dediğim gibi.. Ayrıca sağda ve solda, ortaya yakın iki adet Lale resimi motifi var kırmızı..
Aşağıdaki iki örnekte ise Klasik Türk Karanfil Çiçeği Motivi yanında gene Klasik Türk İstanbul Klasik Motivi görüyoruz sanırım..
Aşağıda ise Güzel bir Türk Motifi daha gerçeğe yakın Karanfil Çiçekli Motif Var Ebru Sanatı olarak su üstüne çizilmiş bir resim.. :
Aşağıda İstanbul Lalelerini verdim... Ayrıca konusunu açalım inşallah demiştim ve açtık bu konunun.. İstanbul lalesi çiçek yaprakları uçları daha ince uzun ve sivri.. Kimi türleri daha ince uzun çiçek kısımı.. Lale İslam, Türk-İslam kültüründe ebced hesabı ile kelime rakamı 66 çıkan bir çiçektir ve Allah ve Hilal'de bu rakamdadır. Tabi başka nesneler de Allah lafzı ile benzer olabilir ebced hesabı ile ve ne kadar doğru bilmiyorum ama Lale ve Hilal kötü şeyler değillerdir ve Allah'ın simgelerinden olarak görülmüştür.. Ayrıca Arap harfleriyle yazılan Lâleyi tersten okursanız Hilâl kelimesi ortaya çıkıyor ki bu da biliyorsunuz Osmanlı bayrağının, Türk Bayrağının, Türkiye'nin, amblemi, sembolüdür yıldız ile beraber(Yıldız İslami anlamda inen Kuran'ı ve Hz.Muhammed'i temsil eder). Bu arada İstanbul'da Romalıların(Türklerle akraba olduğu düşünülen bir ırktır. Atatürk'ün dediği gibi Anadolu önceden de Türktü '' Bu memleket tarihte Türk'tü, hâlde Türk'tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır. - Gazi(Şehit) Mustafa Kemal Atatürk '' ve Türk olarak kalacak inşallah hayırlısıyla.. Sümerler dahil Türklerle bağları araştırılmıştır.. ) İstanbul ''Laleli'''de Büyük kalın Mermer Direkler üzerinde Lale resimleri görmek mümkündür. Bu lale direklerden kimini yol ortasındaki yolu ayıran kısımda gördüm.. Ülkemiz tarih kaynıyor, kıymetini tam bilmiyoruz. Öyle yerler var ki Turist ve Otel kaynaması lazım mesela Adana-Misis ve Adana İli dahil.. Dünyanın en uzun ayakta kalmış, Roma zamanı yapılmış köprüsü Adana'dadır arkadaşlar (Adana Taşköprü)..
Bayrak şairimiz Arif Nihat Asya’nın ifadesiyle:
“Eskiler lâleyi mukaddes sayarlardı. Gerçekten, izahı zor bir şuur, o zamanın yazılarında ‘lâle’ kelimesi ile ‘Allah’ kelimesini aynı harflerden meydana getirirdi. Üstelik ebcette lâle, Allah, hilâl aynı sayıyı verirdi. Biri güzelliğiyle yurdumu, biri ulviliğiyle dinimi, biri şerefiyle istikbâlimi anlatan, kelimelerdeki ebcet beraberliği sizi bilmem fakat -ben-, tesâdüf deyip geçemeyeceğim.”
Ebced hesabında iki veya daha fazla ismin sayı değeri eşit oluşundan istifade edilerek, bu isimlerden birini söylemekle mecazen diğeri söylenmiş olur deniyor ama ben herşey için olmayacağını düşünüyorum. Buna dikkat etmek lazım.. Bu arada Kuran'da ebced ile Tren, Araba gibi icatların miladi falan buluş yıllarının çıktığını okumuştum Ömer Çelakıl'dan, İnternet sayfasından..
Gene bir alıntı(eklemeler yaptım): " Mesela (muhammed)ism-i şerifinin ebced ile sayı değeri 92 'dir.YAMAN DEDE'nin(Bu kişiyi tanımıyorum) şu beyti buna işaret eder ( Ama aman Allah'tan istenir benim bildiğim ve Allah Resulü Muhammet hatırına denebilir. Allah'a şirke(Ortaklığa) dikkat etmek lazım, aman.. ):
AMAN LAFZI SENİN İSMİ ŞERİFİNE MÜSAVİDİR,
ANIN İÇÜN AŞIKIN ZİKRİ ''AMAN''DIR YA RASULAllah!
Yine lafza-i celal olan Allah ismi şerifinin ebced isminin dğeri,66'dır.Hilal ve lale'nin kelimelerininde değeri 66'dır.Bu kelimelerin değeride 66'dır.Onun için islamı temsil eden,camiilere ve minarelere alem olan, İslam devletlerinin bayraklarına koydukları Hilal aslında Allah ismi şerifine rumuz olmakta,İsmi celale hürmeten onun yerine mecazen,hilal konulmaktadır.
Yine bir devre ismini veren Laleye birde bu gözle bakmak lazımdır.Böylece bir lale soğanına niçin bu kadar fazla değer verildiği anlaşılabilir.Lale bahçelerine verilen kıymet,divan şairlerinin beyitlerindeki manalar daha iyi kavranabilir.Şair lale için şu beyti söylemiştir:
SUBHU DEM DÖNSE NOLA MİHR-İ CEMALE LALE,
OLDU MAZHAR ADED-İ İSMİ CELALE LALE
MANASI:
Lale seher vakti cemal güneşine dönse,(yönelse)ne olur
Çünki lale ism-i celalin sayısına mazhar oldu.(ebced hesabıyla aynı sayıya sahip olmakla şereflendi.)
Lale, asırlar boyunca Türk Sanatı’nda önemli yer tutmuştur. Selçuklular zamanından başlayarak lale, Anadolu Türk Sanatı’nın önemli bir elemanı olmuştur. Bugün başta İstanbul olmak üzere pek çok anıtsal bina ve sanat eseri lale figürleriyle süslüdür. Bunlara verilebilecek bazı örnekler; Topkapı Sarayı’nda III. Ahmet zamanı yapılan Yemiş Odası’nın duvarları, özellikle 16. yüzyıl dönemine tarihlenen pek çok camiyi süsleyen çiniler, kalem işleri, cam eserler ve tezhiplerdir.
İstanbul Rüstem Paşa Camii, Üsküdar Atik Valide Camii, Sokullu Camii lale motifli çinilerle bezelidir. Yine İstanbul’da başta Tophane olmak üzere, 18. yy başında yapılan meydan çeşmelerinde de lale motiflerine rastlanır. Lale, ebru sanatında da her zaman sevilen bir çiçek olmuştur. Minyatür de lalenin sıklıkla karşımıza çıktığı bir güzel sanat dalıdır.
Ey Peri Cihana Sen Gibi Dilber
Ey peri cihana sen gibi dilber
Ne geldi ne gelir ne gelse gerek
La'lin gibi Lokman tiryak-ı ekber
Ne buldu ne bulur ne bulsa gerek
Cefaya başladı kadd-i mevzunum
Ta arşa dek çıktı ah-ı derunum
Böyle giderse bu çeşm-i pürhunum
Ne güldü ne güler ne gülse gerek
Ey alem-i hüsnün sahip-kıranı
Öldür kelp rakibi verme emanı
Öldürmezsen kendi elinle anı
Ne öldü ne ölür ne ölse gerek
Bunca dem akarken gözümden yaşlar
Vaad etmiş iken silmeğe dilber
Ahdine durmadı ol peri-peyker
Ne sildi ne siler ne silse gerek
Gevheri güzeller gitti yabana
Lale gibi çıktı ol mah meydana
Bu cihana benim gibi merdane
Ne geldi ne gelir ne gelse gerek
Gevheri
Hilal, Lale ve Allah Lale, hilal ve Allah(cc) lafızlarının ebced değerinin aynı olduğunu ve bundan dolayı kültürümüzde laleye apayrı bir değer verilip sevgi beslenildiğini...
Özellikle Osmanlı kültüründe, lalenin oldukça yoğun bir alaka görüp bir lale soğanının bin altına kadar müşteri bulabildiğini ve zamanın padişahı III. Ahmed'in bir ferman yayınlayarak bu fiyatlara bir sınırlama getirmek zorunda kaldığını. . .
Bir devre adını veren bu tefekkür simgesi çiçeğin o dönemde 1108 çeşit renkte üretildiğini...
biliyormuydunuz_?"
Altta İstanbul Lalesi resimleri var:
Altta ise Manisa Lalesi Var arkadaşlar..
Ters Lale ise altta verelim.. Kimi bir daldan çoklu çıkarken kimi Türk ters lalesi gene normal laleler gibi bir sapda tek ve aşağı bakıyor Lale çiçeği.. Ağlayan gelin olarak da biliniyor diğer isimi ve Van ve Hakkari'de bu isimle de anılıyor.. Dediğim gibi Türk edebiyatında, sanatında ölümü çağrıştırıyor..
Üstte Ağlayan Gelin Lalesi..
Üstteki Resim Niğde Bolkardağları'ndan çekilmiş Sarı kırmızılı Ters Lale'dir arkadaşlar.. Bu Lalelerin soyu devamı sağlanmalı, hırsızlara çözüm bulunmalı. Bu arada koparma cezası bence çok yüksek. Bir vatandaş bilmeden koparabilir ve herkes milletvekili maaşı almıyor.. Cezalar evet caydırıcı olmalı ama vatandaş da düşünülmeli bence.. Kamu hizmetinde çalışmak belli süre olabilir mesela, bilemiyorum bir çözüm bulunmalı..
Üstteki kırmızı tek dalda çoklu çiçek açmış Lale bir Ters Laledir ve üstte doğada toplu açmış, tarla gibi açmış resimi var..
Çeşitli kültürlerden konuyu ele aldık arkadaşlar. En çok Türk-İslam kültüründen ele aldım.. Umarım beğenmişsinizdir.. Görüşlerime katılmayor ve kaynak gösterecekseniz özelden beklerim lütfen.. Eleştiriye oldukça açık biriyim çünkü hatasız kul olmaz.. İnsan insanın aynasıdır..
Parfümleri de ayrı altta mesajda verelim bakalım..
Sürç-i Lisanımız, hatalarımız affola arkadaşlar. İyi, güzel, hoş kokular, parfümler, günler arkadaşlar .. Selametle ..
Son düzenleme: