Must de Cartier Pour Homme Vintage
Klasik eski kafa bergamot-karanfil açılışı, acı turunç kabukları ve bergamotun çiğ mint havasıyla aromatik bir başlangıç. Metalik his taşısa da açılışı gayet kaliteli, ama benzersiz değil. Çok kısa süren açılışın ardından altlarda hissedilen dolgun, kararında tatlı ve kararında pudralı, odunsu dokunan ılık vanilyaya eşlik eden hem acı hem de fazlasıyla tatlı tonlar taşıyan, tozlu, fakat katılaşmış bir toz kadar yoğun ve boşluksuz, fazlasıyla gerçekçi, arasıcak olarak sunulan topak toprak bir tarçın mevcut.
Açılıştaki turunçların asitinin kaçmasıyla birlikte sakinleşen yeşil yapıda hissedilen, herbal ve yabani yönü fazlasıyla kuvvetlendirdiğini düşündüğüm defne, çay ve kişnişten, kendine ayrı bir çizgi oluşturmuş Obsessionımsı bir akor hissedilmekte. Arasıcakla harmanlanmış ve yabani herbal yapı ile süslenmiş ana yemek de sanırsam bu kısım. Bu iki yapı arasında çizgi görevi gören serin, buruk ve mayhoş bir kısım da mevcut. Bu kısmı pek yakalayamadım, detaylandıramıyorum.
Ek
Geçişleri fazla bekleyemeden duşa girdim maalesef. Suyun bileğime değmesi ile birlikte yükselen paçuli oldukça şaşırtıcıydı yalnız. Fazlasıyla topraksı, hatta çamursu, herbal, kirli ve acı. Sağnak yağmurlu havada artık çamurlaşmış ve seyrek yeşil otlarla donanmış bir bağ bahçe bir şeyde botlarımla yürüyorum. Bastıkça zemin ayağıma göre esniyor ve ayağımın izi zeminde kalıyor; zeminden bir parça da botumun tabanında. Seyrek otlardan kopmuş birkaç parça ile. Hemen bi düzlüğe çıkıyorum ve ayağımı köşesi düz ve ince kesitli bir mermere siliyorum. Evet işte orada kalan dışkımsı görünümlü çamur kokusu bu. Earthy kavramının çok net bir karşılığı. Su temas ettirmeyip geçişleri karıştırmasaydım bununla karşılaşır mıydım, deneyeceğim.
Must de Cartier Pour Homme her ne kadar bana öğrenci evinde kireçten sararmış ve asla temizlenemeyen çaydanlığımızda evde kıyıda köşede ne baharat ot bulduysam içine boca ederek demlediğim aşırı niteliksiz çaylarımı ve Obsession bazlı bir Jagermeister’ ı hatırlatmış olsa da bunların dışında teknik olarak değerlendirirsek; hem retro hem de milenyum, hem yaşlı hem de genç. Hatta tüm bunların arasındaki bir köprü.
Retro demişken